6 Mayıs 2013 Pazartesi

Feminizm ve Biz


Önce feminizm ve ben diyerek başlayayım: Feminist olmam, aşağılanan ve hor görülen kesimi desteklemek kadar yalın. Bu haksızlık, adaletsizlik ve ikiyüzlülüğe prim vermemek kadar basit ve yalın.

Eğer bir feminist olmasaydım –ki uzun yıllar olmadığımı sanıyordum- bunun sebebi; kendini feminist olarak tanıtan bazı kadınların özgüven sorunları, intikam tutkusu ekseninde davranmaları olurdu. Salt savunma içerikli söylemleri olurdu. Erkeklere nefret dolu bakış ve laflar atmaları, cinsel organlarından utanmaları -veya en azından utanıyor gibi görünmeleri olurdu. Kişisel bakımı salt erkek beklentilerine mal etmeleri, sadece kadınları davet eden etkinlik, toplantı, platform vs düzenlemeleri olurdu.

Siz de yukarıda bahsettiğim neden ve faktörler dolayısıyla kendinizi feminist olarak tanımlamaktan, ifade etmekten çekiniyor ve hatta korkuyorsanız, feminizm hakkında benzer bir yanılsamaya kapılıp kendinizi sorgulamıyorsunuz demektir, bir zamanlar benim de düştüğüm hata gibi. Eğer en başta dile getirdiğime benzer basit nedenler sizi de rahatsız ediyorsa, siz de feministsiniz. Evet dostum, bu kadar basit.

Öte yandan, dünyada benzer tüm haksızlık, adaletsizlikler gibi kadınların maruz kaldıklarını da umursamıyorsanız, o zaman gerçekten de feminist değilsiniz. Tam da bu noktada çekinmeden söyleyebilirim ki, bu sizi aynı zamanda duyarsız ve umursamaz da yapar –tabi cahil olmadığınız sürece. Muhtemelen kölelik, siyah ırk ve Amerika kıtası yerlilerinin katli, Güney Asya ve Uzakdoğu’da batı dünyasına daha fazla mal yetiştirmek uğruna insani olmayan koşullarda çalıştırılan çocuklar, 25 milyonun üzerinde alıkonulan insan ticareti kurbanı ve daha pek çok benzeri kölelik, haksızlık ve zorbalığa da tahammülünüz var demektir. Aslında kimsenin nasıl düşündüğünü veya neyi umursadığını yargılamak bana düşmez. Ancak kavramlardan haberimiz yokken, sözgelimi; 
“feminist değilim ama hümanistim”, 
“çözümün sosyalizmde olduğunu bildiğim için feminizme ihtiyacım yok”, 
“feminist olamam ki ben, erkeğim”, 
“kadınların içinde bulunduğu durumdan memnun değilim ama feminist de değilim”
..vs gibi söylemler, afedersiniz ama çok komik.

Kavramlardan haberimiz olmadığını ve dolayısıyla çelişkili ve gülünç göründüğümüzü hatırlatmaktı tüm derdim, çünkü görünen o ki kimse bunu yapmıyor.

Aşağıdaki fotoğraf, feminizme yüklenebilen anlamları örnekliyor:

   

* "Feminizme ihtiyacım var, çünkü bu dövmeyi yaptırdığım gün 4 kişi 'lezbiyen' olup olmadığımı sordu."

11 yorum:

  1. Ağzı olan feminizme nasıl da çakıyordu eskiden.Hele Hülya Avşar feminizim hakkında atıp tutunca hep gülesim gelir,hem ağzı dolu lokma ile hem eder ağzı ile diye.Ajda Pekkanın da feministlere bir çakışı vardır ki yeme de yanında yat.Bu ağızları tatlı kadınların kusması da ayrı tabi.Bir de Erzurum'da bilmem ne derneği kadın başkanı bu konuda hönkürmüştü pek aklımda kalmamış.
    Ellerine sağlık.Bu kadar basit ve yalın olan kadınlara yapılan haksızlıkların farkında olmak ve bu hakları kollamak olarak görüyorum bu kavramı ben de

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. selam Adsız, gerçekten de çok basit ve yalın. karmaşık olmasına da gerek yok. Caitlin Moran kitabında şöyle demiş: "İstatistikler Amerika'daki kadınların sadece %29'unun, İngiliz kadınların yalnızca %42'sinin kendilerini feminist olarak tanımladıklarını ortaya koyunca, feminizmin ne olduğunu sanıyorsunuz hanımlar, diye düşünüyorum. Kadınlara özgürlüğün hangi kısmı size uymuyor? Oy kullanma özgürlüğü mü? Evlendiğiniz adam tarafından sahiplenilmeme özgürlüğü mü? Eşit maaş mücadelesi mi? Bütün bunlar sinirinize mi dokunuyor? Yoksa anket sırasında sarhoş muydunuz?"

      Tabi burada kadınlara yönelik bir hitap ve serzeniş var. Ben bunun yanında, her iki cins ve her kesimden insanın feminist olmasındaki doğallığı vurgulamak istedim.

      alıntı: Caitlin Moran, "Nasıl Kadın Olunur?", Yabancı Yayınları, 2013

      Sil
    2. bu arada teşekkür eder ve yine beklerim Adsız.

      Sil
  2. feminizm artık kadın dergileri içine hapsolmuş, birazcık asilik size çekicilik kadar noktasına indirgenmiş, dizilerde içi boşaltılmış bir halde. insan haklarının yerleşmesi için bile feminist düşüncenin iyice yerleşmesi gerekiyorken, kıçını sileceğin tuvalet markasına bile karışan kapitalizm sayesinde basite indirgenmiş halde..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. gerisi önemli değil, elbette sırf kapitalizm yüzünden böyle olmadı feminizmin kaderi. bazı şeyleri hazmetmemiş bir toplulukta sosyalizm uygulansa dahi benzer bir kadere terk edilir yine feminizm.

      fakat kadın dergileri (ki bu dergileri iki gruba ayırırsak arada ironik bir uçurum var) içine hapsolmuş olmasına katılıyorum. hatta daha da ileri gidebilirim ve at gözlüklü özgüvensiz aptal bir sürü feministi de suçlayabilirim. bazı akademisyenleri de. kimileri yarardan çok zarar verdi, bu yüzden üzgünüm. peki kime çekici feminizm, 'siz' derken kimleri kast ettin?

      Sil
  3. oradaki kastım dergilerdeki kadınlara tavsiyeler bilmem neleri. hani kadınlara tavsiyelerde bulunurlar ya, hah işte ondan.kadınlara tavsiyeler; "birazcık asilik size çekicilik katar." içi boşaltılmaya bir örnek vermiştim.

    eskiden insan haklarının olmadığı bir ülkede feminizm bana çok boş ve gereksiz gelirdi. ama şunu fark ettim ki insanların daha çok haklarının olması için öncelikle kadınların haklarını sonuna kadar yöneticilere dayatması gerektiğini düşünüyorum. insan haklarının yolu, kadın haklarından geçiyor. itici motor aslında femizm. başka bir şey değil.kadın özgürleşirse ciddi anlamda toplum da özgürleşecek bence..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. haklısın o gerçekten çok can sıkıcı bir gerçek. ve her yerdeler; aşk-ilişkiler köşe yazıları, güzellik ipuçları vesaire.. bu tarz tavsiyeleri ve bunları konu edinen popüler kültür malzemelerini kendine rehber edinmiş kadınlar var inanabiliyor musun.. özgüveni yok etmenin daha usturuplu bir yolu olamazdı herhalde.

      bana da refah düzeyi yüksek ülkelerde kadınların daha özgür ve değerli olması ile refah düzeyi düşük veya kaosun hakim olduğu ülkelerde kadınların sindirilmiş olması hep anlamlı gelmiştir.

      Sil
  4. konunun refah düzeyiyle pek alakası yok bence. sonuçta arap ülkelerinde milli gelir çok yüksek. kadınlar haklarını büyük savaştan sonra alabildi. esas mesele erkeğin kadına üretimde de ihtiyaç duyması. ama bizim ülkede "kadınlar çalışmasın, erkeklerin iş bulmasına engel oluyorlar" mantığı çok popüler. kadın çalışma hayatına girmezse iş çok zor oluyor..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. gerisi önemli değil, haklısın refah salt maddi güce işaret eder. bu açıdan yanlış oldu. sosyal adalet ve mutluluk seviyesi demeliydim. ve evet, kadının ekonomik yönden erkeğe bağlı olması elbet büyük problem teşkil ediyor.

      Sil
  5. insan düşmenlığı olmuş feminizm kadın hakları değil ki
    http://fap.to/images/full/42/146/1466601668.jpg

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. antifeminist yoldaş;

      bir zamanlar benim de feminizmden hoşlanmamama sebep olan şeyler sanırım seni rahatsız eden. yoksa feminizmi insan düşmanlığı olarak tanımlayamayız elbette. gönderdiğin fotoğraf ise bambaşka bir konu ve duruma işaret ediyor, alakası bile yok.

      bana göre herkes feminist olabilir, şu yüzyılda çok da doğal birşeydir. senin ve hatta benim de rahatsız olduğumuz şeyler fanatizm. feminizme dair görüş ve eleştirilerimi "manifesto" ve "yanlış yönde feminist sıçramalar" yazılarında görebilirsin. biraz farkındalık kazandırırlar umuyorum.

      Sil

Lütfen çekinmeyiniz, yorumlayınız, tartışalım =)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...