9 Aralık 2011 Cuma

Sizi Dövüyoruz Çünkü Sizden Korkuyoruz

The Last Judgement, Michelangelo
Şiddetin kökenine baktığımızda genelleme yapamayacak kadar çok çeşitlilik görürüz. Birçok örnekte yakın ilişkisini görsek de bu eğilimi sadece eğitim seviyesi ile açıklayamıyoruz mesela. Sosyo-ekonomik şartlar için de keza öyle. Yine de ağırlığını koruyan bir faktör vardır; o da korkudur.



Korktuğumuz şeye karşı savunmaya geçeriz. Güçlü yanımıza oynarız. Hatta abartıp şovenizmin esiri bile olabiliriz.


Son yıllarda, hatta özellikle son aylarda kadına şiddetin ivmeyle tırmanması da bu yüzdendir. Medyadan tutun popüler kültür ve sokak içlerine kadar bu mevcut "yapıyı" sorgulayanlar arttı çünkü. Bir başkaldırma, bir isyan... Bana göre sesi çok 'cılız' çıkan bir sorgulama bu; ancak yine de düşüncelerde ve davranışlarda yavaş yavaş kendini belli ediyor. Hegemonyasının tehlikede olduğunun farkına varan taraf elbette korkacaktır. Bundan daha doğal birşey de olamaz, insani zayıflıkların da doğal olduğu sürece.


Mesele ta ilk başta "hegemonya" zihniyetinin kurulmuş olmasında yatıyor olmalı. Peki bu zihniyet, korkuya gerek duymadan dönüşemez mi?..


Biraz da Emma Goldman'dan okuyalım öyleyse:

KADIN ARKADAŞLAR!Cinselliğimize ambargo koydurmaya son!Sevilmeyen bir bedene dokunmak, bir insanlık suçudur.Çifte standartlı ahlak, kadınlara rahibe gibi yaşamalarını buyururken, erkekleri azdırır.Çoğu kadın, cinselliğini gizler, gösterene de "orospu" der bu iki yüzlü ahlakı dayatanlar.Ve bu erkekleri azdıran, kadınları pasifleştiren, ahlaksızların ahlakına, göre, cinsellik, sikmeye (sikme burada, tek taraflı, penisin girmesine dayandırılan bir edimdir) bağlanır.Bu yüzden, çoğu kadın ve erkek, ruhsal ve bedensel yönden zarar görüp, sakatlanmaktadır.Cinselikle aşk bir bütündür.Bütün bu yasakların ve önyargıların ardındaki gerçek, tarihsel olarak, kadınların cinsel gücünden korkmalarıdır.Ve Kadınların sınırsız orgazm olma potansiyelinden elbette.Orgazm olamayan kadın yoktur. Kadın bedenine dokunmasını bilmeyen hödük erkekler vardır!Bir kadın da, sevişmek arzusunu bağıra bağıra dillendirmelidir.AM güzeldir!Orospular seksi ve akıllıdır, şereflidir. Namus, şeref bacak arasında değildir.Şerefsizlik, kadın bedenine ambargo koyan, iki yüzlü ahlakçılıktır.Gönülsüz sevişmek ve tacizdir. Sarkıntılıktır.Orospuluk, pezevenlik, kadın bedenine ambargo koyan, iki yüzlü ahlakın bekçilerinin eylemidir.Kadınlar, sevişmeyi ertelememeli, erkeklerden baklememelidir. Varsın "kötü" kadın desinler."Kötü kadın olmak, iki yüzlü ve hasta kadın olmaktan iyidir.Seçilmeyi beklemeyin,SEÇİN!  *

*Bu pasajla tanıştıran Fazıl Tar'a sevgiler..

13 yorum:

  1. Biz daha çoooook dayak yeriz bu kafayla...

    YanıtlaSil
  2. O zaman kadındaki korku, cinselliğe bağlı mıdır? Emma'nın yazdığından bu çıkıyor.

    YanıtlaSil
  3. Emma'ya göre, bana göre ve daha birçok kadına göre korku taşıyan taraf kadın değil, erkek. Korku ile hareket eden erkek, doğanın lütfu fiziksel üstünlüğüne başvuruyor ve şiddet kullanmaya başlıyor (kadınların da şiddet kullanma eğilimi vardır elbette fakat şiddet ile bir tehdit unsuru oluşturduğuna pek rastlanmaz tarihte). Emma'nın yapmaya çalıştığı; bu korku karşısında sinmek yerine farkındalık arttırarak dayatılan doğruların ne kadar sakat ve ikiyüzlü olduğunu anlatmak. Buradan senin dediğine geliyoruz; fakat kadın korkusu cinselliğe bağlı demeyelim de daha çok, kadının cinsellikten bilerek ve istenerek korkutulması, soğutulmaya çalışılması diyelim.

    YanıtlaSil
  4. dovuyorlar cunku baskalarina gucu yetmiyor.

    YanıtlaSil
  5. @Barney: =) evet, bu da başka bir gerçek Barney dostum. yorum için teşekkürler..

    YanıtlaSil
  6. Ataerkil diyorsunuz ama anaerkil demiyorsunuz. Olmuyor. Dengeli, düzeyli, seviyeli bir düzen için dengeli, düzeyli, seviyeli bir bakış lazım değilmi?

    YanıtlaSil
  7. @adsız;

    anaerkil düzen ile ataerkil düzenin kıyaslamasına girecek olursak, tarihin bize gösterdiğinin sizin işaret ettiğiniz kavramlardan uzak olmadığı sonucuna bile varabiliriz. kaldı ki, blogda tarafımdan bir kere bile anaerkillik propagandası yapılmadı. ataerkil düzen eleştirileri yapıldı. gerçeklik ve gündem ataerkilliğe işaret ediyorsa bunda yazarın ne gibi bir katkısı olabilir?

    bunların yanısıra "manifesto" yu okumanızı tavsiye ederim. yorum için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  8. Ben ataerkille anaerkili kıyaslayın demedim. Anaerkilide konu alın, inceleyin, yazın dedim. Adil bir inceleme yapmalı dedim.

    Gündem sadece ataerkil değil aslında. Gündem sadece ataerkil olmamalı ya da. Sürekli kadına şiddet derken öbür taraftan erkeğe şiddet unutulmamalı, kürtaj karşıtıyken doktor öldürmek olmamalı, gibi. Hayvan severken, insanezer davranmak gibi.

    Siz tek taraflı (ataerkil) konu ele aldıkça diğer taraftan (anaerkil) kaybediyorsunuz.

    Ataerkil etiketi gören ataerkili konuştu. Anaerkili yazın, onada yorum olacaktır.

    Demek itediğim eşit, adil, dengeli bakış.

    YanıtlaSil
  9. @adsız: anaerkil toplum düzenine dair elbette araştırdım, ama tahmin ettiğiniz üzere yüzyıllardır (ilkel kavimler, topluluklar dışında) yitip gitmiş bir düzenden bahsediyorsunuz. üstelik de hepsinin aynı özellikleri gösterdiğini söyleyemeyiz, en azından ben söyleyemem. doğruluğundan emin olmadığım şeyleri de yazma cüretini bulmam kendimde.

    antropolojik kaynaklara, tarihi belgelere hakim olarak ele alınması gereken bir konu olması bir yana, blogun temelleriyle tutarlı davranmaya gayret ederek (bir tutarsızlık varsa duymaktan memnun olurum) istediğim konuda yazma özgürlüğüne sahibim. rahatsızlık duyduğum şeyleri dile getiriyorsam, evet bu yönüyle elbette sübjektif oluyorum. hiçbir yazar, hiçbir yorumcu mutlak objektif değildir.

    YanıtlaSil
  10. http://tr.wikipedia.org/wiki/Anaerkillik

    Anaerkili bir daha düşünün. Anaerkil yaşıyor. Kaybolmadı.

    YanıtlaSil
  11. Birşey daha. Ataerkili yazarken anaerkili doğuruyorsunuz.

    Subjektif olunursa, olan kadına olur. Erkeğe birşey olmaz.

    Ataerkilde, anaerkilde kadına zarar.

    YanıtlaSil
  12. anaerkil düzenin kaybolması konusunda bir parantez açmıştım adsız.

    ilginç olan; bulduğunuz kaynak anaerkilliğin kaybolduğunu söylüyor. yazmadan önce okusaymışsınız keşke.

    bunun dışında modern dünyada aklıma gelen, anaerkil düzene en çok İskandinavlar yaklaşıyor ama yine de değil. göreceli bir anaerkillik söz konusu.

    YanıtlaSil
  13. Ben daha çok bu iki kavramı daha iyi anlamanız için link verdim. Yürüyüp yürümediğini değil. Ayrıca buna biz karar verebiliriz. Kaynak gerekemz değilmi?

    Anlatmaya çalıştığım, kadına saygı derken erkeğe saygıızlık doğuyor. Sonra dönüyor olan kadına oluyor.

    Anaerkillik modern denilen toplumdada ilkel toplumdada farklı şekillerde yaşıyor.

    İki kavramı tekrar tanımlayın. Konu sadece baskın olma hali değil. Emir komuta değil. İlişkiler, değerler vs.

    YanıtlaSil

Lütfen çekinmeyiniz, yorumlayınız, tartışalım =)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...