Bu cümleyi Anadolu Gençlik Derneği, “Muhteşem Yüzyıl” dizisine yönelttiği eleştiriler sırasında söylemiş.
Malum, azıcık cinsellik içeren – aslında içermekten ziyade ima eden – bir dizinin yayınlanmasını kaldıramadık. Şu günlerde siyasi ve tüm ‘muhafazakar’ çevrelerin yorumlarını ve eleştirilerini esirgemediği(!) bu dizinin savunuculuğunu yapmak niyetinde değilim her ne kadar şanssız spekülasyonlarla başlarının ağrıtıldığını düşünsem de.
Benim derdim daha çok dini arkasına aldığını düşünüp yapay bir düzen dayatmaya çalışan, sonra da densiz sözler sarf edenlerle ilgili. Eleştirilerin içeriği çoğunlukla şöyle; söz konusu dizide padişahın cinsel hayatı çok öne çıkarılmış, şöyle ayıp şeyler varmış, böyle insanın söylemeye dili varmadığı sahneler varmış ve anlaşılan o ki bunlar, bu lafı edenlere göre, gençlerin düzenini bozmaya yönelik teşebbüslermiş.
Düzen? Eğer o çok savunduğunuz ve yüce bir yere koyduğunuz düzen, toplumda kök salmış sapıklıklara – ki bu sapıklıklara dair kocaman bir parantez açılabilir aslında - davetiye çıkaran ve kadınları metalaştıran, seks objesi yerine koyan, hem erkeği hem de kadını cinsel açıdan güvensiz ve cahil kılan bir düzense, mümkünse bozulsun zaten. Hatta bunu bozabilen diziler yapılsa çok da güzel olur. Sözgelimi, tartışma konusu edilen bu dizi bu yönde bir katkı sağlayacak olursa ilk ben tebriklerimi iletiyor olacağım. Ne var ki mümkün değil. Diziyle falan olmayacak bu işler.
Bunun yanında bu yorumu tartıştığım birçok kişi şöyle tepkiler verdi: “Sanki herkes bilmiyor mu saray kültürünü, haremi ve padişahın cariyelerini? Bu diziden mi duydular padişahın cinsel hayatını?”, “Ayrıca onlar daha çok kafa yoruyor işin bu kısmına demek ki.” Gerçekten de; sanki hiç bilinmiyormuş ve gizli kapaklı birşeymiş de, bu dizi ortaya çıkarmış gibi bir anlam çıkıyor söylediklerinden. Ola ki gerçekten ilk defa bu diziden duyan varsa bu, o kişinin bilgi eksikliğidir. “Osmanlı Devleti’ni böyle göstermek çok yanlış.” diyenlere ise ilköğretim kitaplarında anlatılan tarihin bir adım ötesine gitmelerini ve öyle eleştiri yapmalarını tavsiye etmekten başka çare yok, zira birçok uygarlık gibi Osmanlı Devleti’nde de her şeyin tozpembe olduğunu, örneğin köleliğin olmadığını, çocuklar iddia edebilir ancak. Cinselliği onların daha çok düşünüp kurcaladıklarına da tamamen katılıyorum. Baskıcı çevrelerin bir türlü kurtulamadığı bir bağımlılıktır bu; “Kadın ve Erkek Yurtlarının Ayrı Olması” yazısında da bu düşünce mekanizmasının aynısı olduğunu dile getirmiştim. Bu açıdan da yapılan açıklamanın şanssız ve hiç yerinde olmadığı ortada. Bir bakıma, kendi kendilerini ele veriyorlar da farkında değiller. Çamurun içinde zevkle yuvarlanmaya devam ediyorlar.
Arkasında üzücü ve rahatsız edici gerçekler barındırmasaydı eğer, bütün bu yuvarlanıp durmalarını bir kenardan izleyip eğlenebilirdik bile. Ama işte “eğer”…
L
Açıkçası bu eleştirilere bende çok tepki gösterdim. Hala da gösteriyorum ki şu anda insanların da tepkilerini görmek beni çok mutlu ediyor. Artık radyo programlarında bile dalga geçilen bi konu haline geldi bu eleştiriler. Geçen gün dinlediğim bir programda 'Osmanlıda dudaktan dudağa öpüşülmezdi haşa' filan diye dalga geçtiler baya komikti.
YanıtlaSilOsmanlıda harem var bu bir gerçek, eleştirenlerin dediği şu, yok efendim Kanuni gibi bir cihan padişahı bizim ecdadımızın en büyük temsilcilerinden biri olan biri nasıl sadece hareme indirgenirmiş. Öncelikle diziyi özellikle bu eleştirileri merak ederek izledim. Böyle bir şey yok bence. İkincisi bu dizi bir belgesel değil bir kurgu bunu yapımcılar ve senaristlerde açıkladı zaten. Ayrıca Kanuni'nin büyük işler yapmış olması onun bir özel hayatı olamaması demek midir? Eğer bunu kaldıramayacaksanız izlemeyin bu kadar. İnsanların yaptığı başarılar farklı özel hayatları farklı bu ayırımın farkına varamamak baya düşük bi kapasite gerektiriyor bence.
Bir diğer konuda hiçkimse sözkonusu kişi Atatürk olduğunda bu kadar tepki göstermiyor ama bir padişahın kötülendiğini düşündüğünde tepkiler çok büyük ve ağır oluyor. Ben padişahın karalanmasından da yana değilim(zaten karalayan birşey yok)ama Atatürk için çok daha büyük tepki göstereceğim bir gerçek.
Ayrıca insanların ikiyüzlülüğüde takdire şayan. Sanki Kanuni'yi nasıl sevişiyor, içki içiyor gibi gösterirsiniz diyen insanlar sevişmiyor, içki içmiyor!Bunlar sanki çok kötü şeyler! Yüzde yüz eminim ayrıca kendilerine de gelin size harem açalım deseler bir tanesi reddetmez!!
Betilay
"Osmanlı'da öpüşülmezdi" de baya iyiymiş canım ! =))
YanıtlaSilSadece hareme indirgendiğini düşünmüyorum, ama hareme ağırlık verdiği doğru ve çok da doğal. Çünkü dizinin konu aldığı şey entrikalar; yani en çok merak uyandıran, ilgi çeken ve tabii ki reyting dostu kısım. Kanuni'nin çıktığı bir sefer sırasında ne kadar entrika olabilir ki zaten =)
dediklerinin tümüne katılıyorum Beticim, ha bi de şu meşhur mesele.. Harem açalım deseler bırak reddetmeyi, hergün gerçekte olmasa da hayallerinde harem kuran tam da onlar bana sorarsan =)
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilTarihi yargılamak herkesin üzerine düşen vazife değildir.En fazla kendi çapımızda yorumlayabiliriz.
YanıtlaSilÇünkü tarihi olayların kendi dönemindeki değer yargıları hissetmemiz imkansızdır.Bunun için çok fazla bilgiye; toplumda bireylerin olayları nasıl algıladığını, bireylerin algısının toplumun genelini nasıl etkilediğini, egemenlerin kimler olduğunu, toplum tarafından egemenliklerinin nasıl karşılandığını, durumdan hoşnutlar mıydı değillermiydi bunların hiç birini bilmiyoruz.
Söz gelimi bilgisayarın olmadığı bir dönemde insanların biz bilgisayar istiyoruz diye ortaya çıkmasının imkansız olması nasıl yalın bir gerçekse, cinselliğin toplumda uluorta hiç yaşanmadığı osmanlı toplumununda cinselliğe dair talepleri olmaz ve olmamasıda bağnazlık falan değil sahip olunan farkındalıkla ilgilidir.
Tarihi anlamak o kadar zordur ki haremin insanların kafasında uyandırdığı etkilerin ne olduğunu şu an kim bilebilir?
Fazla uzağa gitmeyelim örneğin 20 yıl önce demokrasinin insanların zihninde uyandırdığı etki ile şimdi uyandırdığı etki aynı mıdır?Ben 20 yıl önce çocuktum ve demokrasi denilince insanların ne hissettiğini hiç kavrayamadım.Ama şu an itibarıyla kendi çapımda bişeylerin tarifini yaparım ve bu 20 yıl sonra yapılan tariften hep eksik kalacaktır.
Bu anlatması o kadar zor bir mesele ki yazılsa bir kitap yazılabilir ve az gelir.
Şimdi asıl meseleye gelirsek o dönemi yargılamak yerine her yönüyle irdeleyip anlamaya çalışmak esas meseledir.
Burda bu diziye gösterilen tepkileride anlamaya çalışmak o insanların ne hissettiğini anlama çabasından geçer.
Herkes kendi sevdiği ailesinden olabilir tarihten olabilir, ünlülerden olabilir böyle birini örneklendirip onun sadece cinsel hayatından bahsedildiğini düşündüğünde mutlaka içinde bir kızgınlık olacaktır.En basit savunması da o şahsın bir sürü yeteneği vardır insanlara sadece cinsel hayatını anlatmayın diye bir itirazı olur.
Bu açıdan bakıldığında ben filmin art niyetli olduğunu düşünenlerdenim.Filme sanatsal değer atfetmek bence budalalıktır.Şahıslara olan düşmanlık insanların zihnini bulandırma amacıyla ve ekonomik kaygılarla sunulduğundan bilgi kirlenmesi ihtiva etmektedir.Burada Kanuni Sultan Süleyman'dan bahsetmiyorum.Kimseyi budalaca savunacakta değilim.Tarihe mal olmuş herhangi biri hakkında yapılan buna benzer her türlü organizasyona aynı tepkiyi verirdim.
Özellikle tarihi şahsiyetlerin tabi ki insan olmalarından kaynaklanan zaafları da vardı.Bunları tartışmak bile saçmadır.ama art niyetli insanlarında çok masum olduğunu iddia etmekte ayrı bir art niyettir.
Osmanlı'da oğlancılık bile vardı ve bu olay şiirlerde bile özgürce ifade edilebiliyordu.. Sıkıntı ise tanzimat sonrası sofuların bu tarz olayları ayyuka çıkartmasından kaynaklanıyor..
YanıtlaSil