Herkes annesinin mantıklı, her şeyi bilen,
daima doğru yolu gösteren, bir sorun olduğunda onun çözüm sunacak engin bilgi
veya üzüldüğünde onu teselli edecek engin şefkate sahip olduğunu bellemiştir
kafasında. Masallar, hikayeler ve “iyi aile” tablolarından fırlama yakın
çevremizde bile görürüz böyle anneleri. Haliyle çocukların çok küçük yaşlardan
itibaren benimsediği anne tipi de bu olur, kendi annesi öyle olsun veya
olmasın.
Ancak şu gerçeği de unuturuz ki, anneler de
insandır. Hep mantık sınırları içinde yaşamak gibi bir zorunlulukları yoktur.
Zaten mantık denen şey de aslında insanın inandığı değerlere göre farklılık
göstermektedir. Özgürlüğe inanan biri, içinden geldiği gibi davranmayı mantıklı
bulurken; dindar biri de kurallara bağlı davranmayı mantıklı bulabilir. Aslında
içinden geldiği gibi davranmayı akıl, mantık, kural gibi olguları kullanarak
sınırlamak, hatta iğdiş etmek ister insan evladı daima.
Copacabana filmindeki Babou karakteri,
ben-merkezci, özgürlüğüne düşkün bir anne olduğu kadar aynı zamanda
iyiliksever, cömert ve dürüst bir kişilik. Ne ilginçtir ki, kapıların ardından
görünmek istediğimiz o resme uymayan, dahası rahatsızlık veren bir anne iken,
kriz anları veya zor zamanlarda en aradığımız anne de bu olur. Çünkü “elalem ne
der” zihniyetiyle sorunların üstünü örtüp çözümsüz bırakmaz ve bunun yerine belki
kendini de ortaya koyar. Nitekim filmde de Babou’nun kızının ondan utandığı
görülürken, düğün arifesi içine düştüğü bir krizde annesinden ilham alır. Düğün
yemeğinin sonunda, başta davet etmek istemediği annesiyle gurur duyacaktır.
Anneleri kategorize etmek, bizim toplumumuz
ve çoğu toplumda sık yapılan kadınları kategorize etmenin bir adım ötesine
geçer ve daha evrensel -ve belki de köklü- bir boyut kazanır. Bunda üremeyi,
yeni nesli ve yeni nesle hayat veren, ona bakan (bazen bakmakla hükümlü bazen
bakmayı seçen) kişiyi fazla ciddiye alma hatta kutsal sayma eğiliminin etkisi
olabilir. Her halükarda, kategorize
etmek sadece huzursuzluk ve mutsuzluk getirir. Çünkü bir insanın herhangi bir
kategoriye girmesinin (girdiklerini düşünsek de) mümkün olmadığı gibi,
kategorize eden kişi de umduğunu bulamayacağından habersiz, beyhude bir çaba
içinde olur.
bence sen de bir anne olsaydın eminim "Babou" gibi olurdun. tabi böyle bir anne olmak bizim toplumda yadırganırken en nihayetinde normal bir kadın davranışı gibi algılanması gerekirdi..
YanıtlaSilaslında benzer ahlaki yargılara sahip her toplumda yadırganırdı Babou. "anneler şöyle olur, böyle olur, olmalı vs" diye diretmek ise insanları kategorize etmeyi sevdiğimiz gibi, bir de kadınların ve annelerin bu kategorileştirmeye daha uygun hedef olmalarından ileri geliyor. öte yandan bizim toplumumuzda daha fazla yadırganacaktır, kadınlara bakış açısıyla paralel olarak.
Sil